B-tipi hapishaneye hoşgeldiniz!

30 Aralık 2010 Perşembe

15 Aralık 2010 Çarşamba

Yılbaşı Yalnızları İçin Film Rehberi










Böyle beşer tane film öneresim geldi yalnız adamlar için


SILENT NIGHT DEADLY NIGHT






THE WILLIES




THE WARRIORS




MURDER PARTY



THE HOWLING



(Ayrıca bunları izleyenler İYİ KÖTÜ FİLM, KORKU SİTESİ adlı sitelere girip film seçebilirler)


Nam-ı diğer Ozan! XXX mess.

8 Aralık 2010 Çarşamba

The Good The Bad - From 001 To 017

De Rien Pour Rien: The Good The Bad - From 001 To 017


Bunu duyduğuma gerçekten sevindim :) ( İndirin dinleyin ve mest olun abicim)


The Good - "019"



The Bad - "001"




Ayrıca bu linkten A Girl Called "030" adlı klibi izleyebilir ve şarkıyı indirebilirsiniz.


Nam-ı diğer Ozan! Cheers. (PS:Memeden rahatsız olanlar"030" klibini izlemesin.)

3 Aralık 2010 Cuma

Tromeo and Juliet- The Toxic Avenger'ın Yönetmeninden...




Tromeo ve Juliet... Tam anlamıyla Sheakspear'i mezarında ters döndürmece.

Anladığımız kadarıyla bu Romeo ve Juliet uyarlaması ve Llyod Kaufman filmi. Toxic Avenger serisinden sonra (Bu filmi şans eseri keşfettim.) gerçekten delice geldi çünkü bu film Toxic Avenger'ın bir adım ötesinde bir film. Filmi spoiler vermeden anlatamayacağım o yüzden izlemenizi tavsiye ederim. (Uyarıyorum film bolca şiddet ve cinsellik içeriyor, hayır ben sevmiyorum diyorsanız izlemeyin.)
(Lemmy Kilmister Reis ayrı bir renk katıyor filme)

Eğer Toxic Avenger'ı merak ettiyseniz :




Nam-ı diğer Ozan! Capulets ...

KLİPLEMECE- The Ghastly Ones - Haulin' Hearse

SUÇLU! NY'un 5 Minaresi





















New York'ta 5 Minare vizyona girdiğinde bayağı ilgi çekmişti, herkes çok güzel olmuş falan demişti. Bir sürü önemli oyuncu "Güzel yeni bir adım" gibi laflar etmişti gerisini siz düşünün.
Neyse arkadaşlarımla filme gittim ve ne göreyim...

Gördüğüm şeyi anlatmak pek basit değil, gerçekten film sonrası yaşadığım şey bir öfke kriziydi. Öfkelenmemin sebebi ise filmin kıçı pudralı ama boklu orta çağ kadınları gibi olmasıydı, engizisyonu eksik değildi vesselam. Gerçekten bu ülkede birilerinin duygularını sömürmezsen iyi film yapmış olmuyorsun işte bu film güzel bir örnek. Biraz ekşın, dışın, dışın, biraz görüntü falan tadından yenmez bir şarlatanlık. (Hani filmde görüntü bile iğrençti, kamera açıları özellikle göz- yorucuydu) Engizisyon dememin sebebi ise filmin içine göstermelik bir Feto koyulmuş olması. (Ayrıca Haluk Bilginer'i kınıyorum, insanlara bu tip şarlatan rolleriyle mi örnek olucaksın!?) Efendim bir suçunu daha söyleyeyim mi filmin?(Senaryo) Senaryo ise bu kadar kötü olabilir. Filmin ilk yarısı yoğun geçiyor ama ikinci yarısı yavaş geçiyor çünkü yazıcak bir şey bulamamış, süprizli sonumuz için uzatmışta uzatmış. Filmi suçlu buluyorum, hakettiği ceza ise müebbet.

Mahsun Kırmızıgül'ü zamanında bir sinema dergisi Yılmaz güneyle karşılaştırmıştı.(Adı aklıma gelmedi ama eminim.) Tırnağı bile olamaz hani! Bu adam sarışınıyla Maldiv'lerde takılsın.Son olarak; Bu adamın ilk filmini izlediğimde şeytan görsün suratını demiştim, ikinci filmini izlediğimde yerin yedi kat altında kal bir daha güneşi göreme demiştim ve bu filmden sonra harlemli zenciler seni sıradan... Neyse, populizmle verilen toplumsal gerçekçilik işte böyle bayat ve bayağı bir şey.

Nam-ı diğer Ozan! Transilvanya'da 5 minare...

KLİPLEMECE- Dead Elvis & His One Man Grave- Dig em up!